Atatürk’ün Bilim İle İlgili Sözleri

Atatürk bilim ile ilgili söylediği kısa ve uzun sözlere yer verilmiştir. MEB kaynakları, derlemeler, videolu kaynaklar, yazılı kaynaklardan faydalanılarak yazılmıştır. Atatürk tarafından yaşamı boyunca eğitim, sağlık, bilim, yönetim hakkında bir çok söylemiştir. Bilimin önemini vurgulayarak insanlığın belli bir noktaya ulaşması adına söylediği söyler şöyle;

  1. Bilim, gerçeği bilmektir.
  2. Her işin esas hedefine kısa ve kestirme yoldan varmak arzu edilmekle beraber, yolun kabul edilebilir; mantıki ve özellikle ilmi olması şarttır.
  3. İlim tercüme ile olmaz, inceleme ile olur.
  4. Taassup cahilliğe dayanır. Bundan dolayı taassubu olan cahildir. İlim mutlaka cahilliği yener, o halde halkı aydınlatmak lazımdır.
  5. Ben askerî deha filân bilmiyorum. Herhangi bir zorluk önünde kaldığım zaman benim yaptığım iş şudur: Vaziyeti iyice tesbit etmek, sonra bu vaziyet karşısında alınacak tedbirin ne olduğuna karar vermek.
  6. Bütün ilerlemeler, insan fikrinin eseridir. Fikri harekete getirmek birinci işimiz olmalıdır. Bir kere millet benliğine hakim olsun ve düşünebilsin, yeter! Başlangıçta hatalı düşünse de, az zaman sonra bu hatayı düzeltebilir. Fikir bir kere faaliyete başladı mı, her şey yavaş yavaş düzene girer ve düzelir.
  7. Gözlerimizi kapayıp, yalnız yaşadığımızı varsayamayız. Ülkemizi bir çember içine alıp dünya ile ilgilenmeksizin yaşayamayız. Tersine gelişmiş,uygarlaşmış bir ulus olarak uygarlık alanının üzerinde yaşayacağız: bu yaşam ancak bilim ve fenle olur. bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız. Bilim ve fen için bağ ve koşul yoktur. (1922; S.D. I )
  8. Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir.
  9. Fikirler anlamsız, mantıksız, boş sözlerle dolu olursa, o fikirler hastalıklıdır Aynı şekilde sosyal hayat akıl ve mantıktan uzak, faydasız, zararlı ve birtakım inançlar ve geleneklerle dolu olursa felce uğrar. (1922)
  10. Bizim akıl, mantık, zeka ile hareket etmek en belirgin özelliğimizdir. Bütün hayatımızı dolduran olaylar bu gerçeğin delilidirler. (1925)
  11. İlim ve özellikle sosyal bilimler dalındaki işlerde ben emir vermem. Bu alanda isterim ki beni bilim adamları aydınlatsınlar. Onun için siz kendi ilminize, irfanınıza güveniyorsanız, bana söyleyiniz, sosyal ilimlerin güzel (yapıcı) yönlerini gösteriniz, ben takip edeyim.
  12. Dünyayı istediği gibi kullanan kuvvet, fikirler ve bu fikirleri belirleyen ve yayan kimselerdir. Fikrin özelliği de hiçbir itirazın bozamayacağı bir kesinlikle kendi kendisini kabul ettirmektir. Bu da fikrin yavaş yavaş duygular haline gelerek inanca dönüşmesiyle mümkündür ve böyle olduktan sonradır ki, onu sarsmak için bütün başka mantıkların, başka düşüncelerin hükmü olamaz. (1914)
  13. Evet; ulusumuzun siyasal, toplumsal yaşamında ulusumuzun düşünce bakımından eğitiminde de kılavuzumuz bilim ve fen olacaktır. (1922; S.D. II )
  14. İnsanların hayatına, faaliyetine egemen olan kuvvet, yaratma icat yeteneğidir. 1930
  15. Ülkemizin en bayındır, en latif , en güzel yerlerini üç buçuk yıl kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı yenen zaferin sırrı nerededir bilir misiniz ? Orduların yönetiminde , bilim ve fen ilkelerini kılavuz edinmektir. Ulusumuzu yetiştirmek için temel olan okullarımızın, yüksek okullarımızın kurulmasında aynı yolu izleyeceğiz.
  16. Akıl ve mantığın çözümleyemeyeceği mesele yoktur.
  17. Ülkemiz içinde uygar düşüncelerin , çağdaş ilerlemelerin bir an yitirmeksizin yayılması ve gelişmesi gerektir. Bunun için bütün bilim ve fen adamlarının bu konuda çalışmayı bir namus borcu bilmesi gerekir.
  18. Öğretmenlerimiz , ozanlarımız , edebiyatçılarımız ulusa bu felaket günlerini ve onun gerçek nedenlerini açık ve kesin olarak yazıp söyleyecekler, bu kara günlerin dönmemesi için dünya yüzünde uygar ve çağdaş bir Türkiye’nin varlığını tanımak istemeyenlere , onu tanımak zorunda olduğumuzu anımsatacaktır. (1922 / M.E.D.B. )
  19. Bu dünyada her şey insan kafasından çıkar. Bir insan başının ifade etmeyeceği hiçbir şeyi düşünemiyorum.
  20. Hiçbir tutarlı kanıta dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında ısrar eden milletlerin ilerlemesi çok güç olur; belki de hiç olmaz. İlerlemede geleneklerin kayıt ve şartlarını aşamayan milletler, hayatı, akla ve gerçeklere uygun olarak göremez. Hayat felsefesini geniş bir açıdan gören milletlerin egemenliği ve boyunduruğu altına girmeye mahkumdur.
  21. Dünyada her şey için ,yaşam için, başarı için en gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilim ve fennin dışında yol gösterici aramak aymazlık , bilgisizlik ,doğru yoldan çıkmışlıktır . Yalnız bilimin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki evrelerinin gelişimini anlamak ve ilerlemelerini izlemek koşuldur. Bin, iki bin , binlerce yıl önceki bilim ve fen dilinin çizdiği genel kuralları , şu kadar bin yıl önce bugün aynı biçimde uygulamaya kalkışmak , elbette bilim ve fennin içinde bulunmak değildir. (1924 ; S.D. II )
  22. İnsan vücudu bir kürsüdür; zeka cevherinin korunduğu yer olan başı, üzerinde taşımak için kurulmuş bir kürsü! Çünkü esas zekadır.
  23. Ben, manevî miras olarak hiç bir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevî mirasım ilim ve akıldır. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin ve köklü zorluklar karşısında, belki gayelere tamamen eremediğimizi fakat asla taviz vermediğimizi, akıl ve ilmi rehber edindiğimizi tasdik edeceklerdir.
  24. Fikirler, zorla ve şiddetle, top ve tüfekle asla öldürülemez!
  25. Allah dünya üzerinde yarattığı bu kadar nimetleri, bu kadar güzellikleri insanlar istifade etsin, varlık içinde yaşasın diye yaratmıştır ve azamî derecede faydalanabilmek için de, bütün yaratıklardan esirgediği zekâyı, akıllı insanlara vermiştir. (1923)
  26. Bilim ve fen nerede ise oradan alacağız ve ulusun her bireyinin kafasına koyacağız.
  27. Bu millet ve memleket ilme, irfana çok muhtaç; tahsil yapmış, diploma almış gelmiş, olanları korumak kadar doğal ve lüzumlu bir şey olmaktan başka, parti parti eğitim ve öğretim görmek için ilim ve fen almak için Avrupa’ya, Amerika’ya ve her tarafa çocuklarımızı göndermeye mecburuz ve göndereceğiz. İlim ve fen ve ihtisas nerede varsa, sanat nerede varsa gidip, öğrenmeye mecburuz. Bu nedenle artık himaye ok zayıf kalır. Bunun yerine mecburiyet geçerli olur.
  28. “Hanimlar, Beyler; memleketinizin en mamur, en latif, en güzel yerlerini üç buçuk sene kirli ayaklariyla çigneyen düsmani maglup eden zaferin sirri nerededir, bilir misiniz? Ordularin sevk ve idaresinde ilim ve fen düsturlarini (kurallarini) rehber ittihaz (kabul) etmektir.” diyerek bilim ve teknolojinin önemini vurgulamistir.
  29. Atatürk, Cumhuriyet öncesi geri kalmisligin nedeninin bilim ve teknolojiden ayrilmak oldugunu saptamis ve bu nedenle uygar, çagdas ve kalkinmis bir ulus olabilmek için bilim yolundan ayrilinmamasini Bursa’da öğretmenlere karşı yaptigi bir konusmada şöyle belirtmistir.
  30. “Ben, manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmus ve kaliplasmis kural birakmiyorum. Benim manevi mirasim ilim ve akildir. Benden sonrakiler, bizim asmak zorunda oldugumuz çetin ve köklü zorluklar karsisinda, belki gayelere tamamen eremedigimizi, fakat asla taviz vermedigimizi, akil ve ilmi rehber edindigimizi tasdik edeceklerdir. Zaman süratle ilerliyor, milletlerin, toplumlarin, kisilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayislari bile degisiyor. Böyle bir dünyada, asla degismeyecek hükümler getirdigini iddia etmek, aklin ve ilmin gelisimini inkar etmek olur. Benim Türk milleti için yapmak istediklerim ve basarmaya çalistiklarim ortadadir. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel eksen üzerinde akil ve ilmin rehberligini kabul ederlerse, manevi mirasçilarim olurlar”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk

5 comments

  1. çok güzeldii

  2. Benim çok hoşuma gitti 😍 30 tane yazmanızda harika olmuş💜🌟👩😀

  3. Bence çok iyidi. Derslerime yardımcı oldunuz, sağolun.

  4. Adamsınız mükemmel 😍

  5. Adamsınız mükemmel 😍vay adam

Anonim için bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir